YÖREDE SÖYLENEN MANİLER
Dereli İlçesinde Söylenen Manilerin Çoğu Fındık Üzerinedir. Mısır Üzerine Söylenen Maniler
Bulunduğu Gibi, Çeşitli Şekillerde de Söylenen Maniler Bulunmaktadır. Bunların Bazıları Şöyledir.
Fındık toplarım fındık Sepetimde fındık dalı Beşik çocuğu gibi
Bahçede yaptık sevdalık Severim bir delikanlı Fındık dalda tekleme
Kör olası kaderim Vermedi sevdiğimi Kız fistanın ekleme
Yapmadı beni ocaklık Yalan dünyanın malı Yarin gitmiş gurbete
Gelir diye bekleme
Fındığımı iç ettim Fındık toplayan gelin
Yaylalara göç ettim Fındık dalda kalmasın Bu yı1 fındık çok oldu
Ben o yarin yolunda Gel biraz konuşalım Doldu harmanlar doldu
Bu canını hiç ettim Aklım sende kalmasın Ne yapalım sevdiğim
Bize Allah’tan oldu
Bir fındığın içini Dalda fındık çotanak Tarlada mısır biçeceğim
Yar senden ayrı yemem Sen de vardır al yanak Soğuk sular içeceğim
Bugün gördüm yarimi Ne dersin sevdiğim Annen baban vermezse
Öldüğüme gam yemem Yeşillikte kaybolsak Kız köyünden geçeceğim
Bahçelerde eğrelti Kızlara bak kızlara Tarlada mısır kırarım
Oynuyor iid elti Fındık çubuğu gibi Bugün sana bakarım
ikisi de bir boyda Kızlar beni aldıyor Anlamadın beni hiç
Bilinmiyor kıymeti
Tarlada mısırım Tarlada mısıra bak Tarlaya mısır ektim
Sıcaktan bayılırım Kaşıma gözüme bak Boyunu boyuma seçtim
Dalımda koçarım Eller ne derse desin Mısır tarlasına girince
Elinize sarılırım Sen benim sözüme bak Güzel köyünden geçtim
Koçanı yüzüne atarım Mısın yaptım çömen
Tarlaya gel hemen Sana son sözüm olsun
Gelirim sana güven
YÖREDE KULLANILAN BİLMECELER
Yörede Çok Söylenen Bilmecelerin Bazıları Şöyledir.
Altı İçilir, Üstü Biçilir. ( Koyun )
Bilmece Bildirmece, Dil Üstünde Kaydırmaca. ( Dondurma )
Sarıdır sarkar, düşeceğim diye korkar. ( Ayva )
Masal masal maliki, Oğlu Uşağı oniki ( Fare )
Elemez melemez, sıcağa gelemez, gelsede geri dönemez. ( Yağ )
Dal ucunda kırmızı gelin ( Kiraz )
Istanbul’da süt pişti, kokusu buraya düştü. ( Mektup )
Dalı dalını eğmiş, dalı boynunu eğmiş, nedir dünyada yapraksız yemiş. ( mantar )
Dam üstünde darı saçtım, sayamadım eve kaçtım. ( Yıldız )
Dişi var yemek yemez ( tarak )
Hat dedim, hud dedim, kapı dibine yat dedim. ( süpürge )
Adım iki hece, çalışırım gündüz gece. ( saat )
Yol üstüne sac koydum, gelene gidene aç koydum. ( ramazan )
Alaca mezar, dağları gezer. ( göz )
Dağdan gelir taştan gelir, erinmez kaştan gelir. ( su )
Uzun oluk, sırtı yoluk. ( yol )
Yedi delikli tokmak, bunu bilmeyen ahmak. ( kafatası )
Dışı kazan karası, içi peynir mayası. ( kestane )
Burdan attım fiifili, karşıya kondu karga dili. ( kurşun )
Çıt demeden çalıya konar ( güneş )
Bir oğlum var adı beşi-, bulduğunu bana taşır. ( kaşık )
Ara beni bul beni,
Düşerim tırak, tırak,
Çekiç al eline,
Ne tatlıdır, içim bak. ( fındık )
Pişirirsen aş olur, pişirmezsen kuş olur. ( yumurta )
Beyazdır tarlası, siyahtır tohumu, elle dikilir, dille biçilir. ( kitap )
Hanım içeride, saçı dışarıda. ( mısır )
Sıra sıra söğütler, birbirini öğütler. ( diş )
Allah yapar yapısını, kul açar kapısını ( karpuz )
Çarşıdan alınmaz, mendile koyulmaz, tadına doyulmaz. ( uyku )
El eker, göz seçer, dil biçer. ( yazı )
Ben giderim, o gider, önümde timtim eder. ( gölge )